
Siyahi halkın kurtuluşunun simgesi olan ve Küba’da sürgün olarak yaşayan Assata Shakur 78 yaşında hayatını kaybetti. Küba Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre Black Liberation Army’nin (BLA Siyah Kurtuluş Ordusu) eski bir üyesi olan Assata Shakur, 25 Eylül’de Küba’nın Havana kentinde 78 yaşında hayatını kaybetti. Küba yetkilileri, Shakur’un ölüm nedenini yaşlılık ve sağlık sorunları olarak açıkladı.
Uzun yıllardır direnişin ve Siyah Kurtuluş hareketinin sembolü olan Shakur, 1977’de bir New Jersey eyalet polisini öldürmekten suçlu bulunup hapishaneden firar ettikten sonra onlarca yıl Küba’da sürgünde yaşamak zorunda kaldı.
Assata Shakur, 16 Temmuz 1947’de Queens, New York’ta JoAnne Deborah Byron adıyla doğdu ve daha sonra ırk ayrımcılığının yaşandığı bir dönemde Kuzey Carolina, Wilmington’da büyüdü. Liseyi bırakıp düşük ücretli bir işte çalışmak için New York’a geri döndü. 1964’te Afrikalı öğrencilerle komünizm ve Vietnam hakkında yaptığı bir sohbetin görüşlerini sorgulamasıyla hayatı değişti.
Shakur, 1987 tarihli anı kitabı Assata: An Autobiography’de, “Bize çok küçük yaşta komünistlere karşı olmamız öğretiliyor, ancak çoğumuz komünizmin ne olduğuna dair en ufak bir fikre sahip değiliz. Sadece bir aptal, düşmanının kim olduğunu bir başkasının söylemesine izin verir” diye yazmıştı
1960’larda Borough of Manhattan Community College’a ve ardından New York City College’a devam etti ve Siyah aktivist grubu Golden Drums topluluğuna katılarak Siyahi çalışmaları derslerinin savunuculuğunu üstlendi. 1967’de Kara Panter Partisi’ne katıldı.
Shakur anılarında, “Partinin yaptığı en önemli şeylerden biri düşmanın kim olduğunu açıkça ortaya koymaktı beyaz insanlar değil, kapitalist, emperyalist baskıcılar” diye yazmıştı.
1971 yılında siyahi ve devrimci kimliğini daha iyi tanımlayabilmek için ismini Assata Olugbala Shakur olarak değiştirdi. Assata, Swahili dilinde “mücadele eden”, Olugbala, Yoruba dilinde “halk sevgisi” ve Shakur ise Arapçada “minnettar” anlamına geliyordu.
Shakur, Kara Panter Partisi’ne katıldıktan kısa bir süre sonra eleştirileri sonucunda partiden ayrıldı. Siyah özgürlüğü için savaşan Marksist-Leninist devrimci bir grup olan Siyah Kurtuluş Ordusu’na (BLA) katıldı. 1971’den 1973’e kadar, diğer üyelerle birlikte banka kamulaştırması ve bir uyuşturucu satıcısının öldürülmesi de dahil olmak üzere birçok devrimci eyleme katıldığı gerekçesiyle yargılandı ancak beraat etti.
Shakur ve yoldaşları 2 Mayıs 1973’te, eyalet polisiyle yaşanan silahlı çatışmanın ardından, Siyah Kurtuluş Ordusu üyesi James Costan (Zayd Malik) ağır yaralandı ve ardından ölümsüzleşti. Eyalet polisi Werner Foerster öldü. Shakur, 1977’de Foerster cezalandırılmasından “suçlu” bulunarak müebbet hapse mahkûm edildi. İki yıl sonra, ziyaretçi kılığına giren BLA üyeleri, Shakur’un New Jersey’deki Clinton Kadın Hapishanesi’nden firar etme eylemini örgütlediler.
Shakur, FBI tarafından aranmaya başlandı. Yakalamasına yardımcı olacak bilgi için FBI 1 milyon dolar ödül koydu; buna ek olarak New Jersey başsavcılığı da 1 milyon dolarlık ek ödül teklif etti. Shakur, 2013 yılında FBI’ın en çok aranan “terörist”ler listesine giren ilk kadın oldu.
Shakur hapishaneden firar ettikten sonra 1984 yılında Küba’da ortaya çıktı. Dönemin lideri Fidel Castro, ona siyasi sığınma hakkı tanıdı.
Shakur, 1988 yılında yayımlanan otobiyografisinde şöyle yazmaktadır: “Özgürlüğümüz için savaşmak görevimizdir. Kazanmak görevimizdir.
Birbirimizi sevmeli ve desteklemeliyiz. Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok.”
Assata Shakur otobiyografisinde şunları ifade ediyordu: “Bize hırsız diyorlar, ama biz milyonlarca yerliden topraklarını çalarak onları öldürmedik, sonra da kendimize ‘öncüler’ demedik. Bize haydut diyorlar, ama Afrika’yı, Asya’yı ve Latin Amerika’yı doğal kaynaklarından ve özgürlüklerinden mahrum bırakan biz değiliz, orada yaşayan insanlar hasta ve açken.
Bu ülkenin yöneticileri ve onların işbirlikçileri, tarihin en vahşi, en acımasız suçlarından bazılarını işlemişlerdir.
Haydut onlar. Katil onlar. Ve öyle de muamele görmeliler. Bu çılgınlar ne beni, ne Clark’ı ne de amerika’da [Shakur otobiyografisinde bilinçli olarak küçük harfle yazıyor, ed.] yargılanan başka bir Siyah kişiyi yargılayacak yetiye sahiptir. Siyah insanlar kaderimizi kendimiz belirlemeliyiz — ve eninde sonunda belirleyeceğiz de.
Her Siyah Özgürlük Savaşçısı öldürüldüğünde ya da yakalandığında, domuzlar [“devlet görevlileri” bilinçli olarak küçük harfle yazıyor, ed.] hareketi bastırdıkları, güçlerimizi yok ettikleri ve Siyah Devrimi sona erdirdikleri izlenimini yaratmaya çalışıyor.
Ayrıca, Amerika’da gerçekleşen her devrimci eylemden beş ya da on gerillanın sorumlu olduğu imajını vermeye çalışıyorlar.
Bu saçmalık. Bu tamamen mantıksız. Siyah devrimciler gökten zembille inmiyor.
Biz, koşullarımız tarafından yaratılıyoruz. Baskıyla şekilleniyoruz. Getto sokaklarında, Attica, San Quentin, Bedford Hills, Leavenworth ve Sing Sing gibi yerlerde kitleler halinde üretiliyoruz. Birçok işsiz Siyah gaziler ve sosyal yardımla geçinen anneler, saflarımıza katılıyor. Acı çekmeye pasif bir şekilde katlanmaktan bıkan her kesimden Siyah kardeşimiz, Kara Kurtuluş Ordusu’nun (BLA) bir parçasıdır.”
Halk sevgisiyle mücadele edenlere minnettarız!