
(İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için her hafta yaptığı “F Oturumu”nu Şube binasında düzenledi.
bu hafta Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan hasta tutsak Aziz Tufan’ın durumuna dikkat çekti. İHD Hapishaneler Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, hapishanelerde yetkililerin duyarsızlıkları nedeniyle hasta tutsaklardan Garibe Gezer, 9 Aralık’ta; Abdurrezzak Suyur, 14 Aralık’ta; Halil Güneş, 15 Aralık’ta; İlyas Demir’in ise 17 Aralık’ta yaşamını yitirdiğini söyledi.
Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan ağır hasta tutsak Aziz Tufan’ın, vertigo hastası olduğunu ve ağır mide ve bağırsak rahatsızlıkları olduğuna dikkat çeken Acettin, hastalıklarından dolayı Tufan’ın sık sık hastaneye götürülmesi gerekirken, 73 gün boyunca karantinada tutulduğunu ve ardından normal koğuşa götürüldüğünü ifade etti.
“Hapishanede kalamaz durumunda ve raporları olan arkadaşları da dahi tahliye edilmiyorlar. Bu nöbette hasta mahpusların sesini duyurmak istiyoruz. Tam teşekküllü uzman hekimlerin olduğu hastaneden alacakları raporların da geçerli olmasını istiyoruz. Bir araya gelerek çocuklarımıza destek verelim, onların bir an önce sağlıklarına kavuşması için ne gerekiyorsa onu yapalım. Onlara siyasi görüşü ve kimliklerine göre davranıyorlar, ayrımcı davranıyorlar. Çocuklarımızı düşman gözüyle görüyorlar, tahliyeleri engellemeye çalışılıyor. Çocuklarımızın yaşamından endişe duyuyoruz.Sağlıklı beslenemiyorlar, yemek yetersiz. Besleyici, enerji verecek yiyecekler yemedikleri için içerideki çocuklarımız zayıf kalmış, sağlıksızlar. Açık görüş dedikleri şey aslında yarım saatlik bir kısa görüşme. O da belli bir mesafe, görüşme masasında temas, tokalaşmak ve sarılmak, öpmek gibi bir temas istemiyorlar. Dolayısıyla çok uzak şehirlerden çocuklarını görmeye gitmek çok zahmetli bir yolculuk ve jandarma, gardiyan aramaları ve temasları olurken, içeride çocuklarımıza dokunamamak kapalı görüşten farkı olmaz. Onun için ben ve benim gibi düşünen aileler görüşe gitmeyeceklerini söylüyorlar, ben de gitmeyeceğim.”