
2 Temmuz, insanlığın acıyla hatırladığı ve insanlığından utandığı bir gündür.
1993 yılında, karanlık güçler tarafından organize edilen bir senaryonun piyonları haline getirilmiş dinci ve ırkçı güruh, Sivas’ta Pir Sultan Abdal’ı anmak için toplanan aydınları hedef aldı. Aydın insanlar, sistemin sahipleri tarafından yönlendirilen bu karanlık yapıların eliyle yakılarak katledildi.
2 Temmuz Madımak Katliamı, yüzyıllardır din ve milliyetçilik zehriyle zehirlenmiş, kendinden olmayana düşman kılınmış cehaletin; insanlık açısından ne denli büyük bir tehlike oluşturduğunun ve insanın insanlığından utanacağı kitlesel cinayetlere yol açabileceğinin gözümüze sokulan acı gerçeğidir.
Madımak, kendiliğinden gelişmiş bir linç olayı değildi.
Bu bir tesadüf değil; öncesinden planlanmış, organize bir katliamdı. Öyle olmasaydı, dünya alemin canlı yayınlarla tanıklık ettiği o 8 saatlik süre boyunca, kolluk kuvvetleri olaya müdahale eder ve oteldeki aydınlar kurtarılabilirdi. Ama müdahale edilmedi, edilmek istenmedi.
Bu katliamın ardındaki karanlık senaryolar, sanıkların ifadeleri, ortaya çıkan belgeler ve göstermelik yargılamalarla birlikte açığa çıktı. Kentin dışında toplanan insanların merkeze taşınması, dini ve milliyetçi hezeyanlara seslenen bildirilerin önceden dağıtılması, uzun vadeli bir planın ürünüydü.
Katliamdan önce kente gelen istihbarat ekipleri ve Aydınlık gazetesi gibi karanlık yayın organlarının Aziz Nesin’i hedef göstermesi —“Şeytan Ayetleri” kitabının çevrisini yayınlatma planları— her şeyin önceden hesaplanmış bir organizasyon olduğunu ortaya koymaktadır.
Madımak, yalnızca aydın ve sanatçıların susturulması değil; aynı zamanda baş eğmez bir önder olan Pir Sultan Abdal’ın anılması üzerinden Alevi toplumunu bir kez daha sindirme, bu toplumu sistemin içine yedekleme ve Kemalizmin şemsiyesi altına alma operasyonuydu.
Sonrasında, devlet denetimindeki kimi Alevi kurumlarında (Cumhuriyetçi Eğitim Vakfı vb.) örgütlenme çabaları, cami–cemevi projeleri, Koçgiri, Dersim, Maraş ve Madımak katliamlarıyla boyun eğdiremedikleri Alevi toplumunu bu kez asimile etme girişimlerinin bir parçasıydı.
Sistemin amacı; Alevi toplumunu yok saymakla kalmayıp, sahte sigortalarla kontrol altında tutmaktı.
2 Temmuz Madımak, tekçilikle çoğulculuğun, bir avuç burjuva–feodal gerici sınıfla, geniş halk sınıflarından milyonların, karanlıkla aydınlığın, köhnemiş fikirlerle özgür geleceğin mücadelesinin verildiği yerdir.
Aydınlıkla donanmış aydın ve sanatçılar, ateşler içinde yanarken bile, bu düzenin sahiplerinden ve onların yalanla beslediği yobaz sürülerinden asla aman dilemediler ve boyun eğmediler.
Ant olsun ki Pir Sultan Abdal’ın uğruna can verdiği ışığı taşıyanların ışığı asla sönmeyecek. İnsanlık, er ya da geç bu zulüm cenderesinden kurtulacaktır.
Büyük insanlık davası uğruna ölenleri insanlık asla unutmayacak.
Sivas’ta can verenleri saygı ve minnetle anıyoruz.
IŞIĞI TAŞIYANLAR ÖLDÜRÜLÜR,
IŞIĞA DOKUNAMAZ KİMSE.