EkolojiGüncel

Zeytinlikler, meralar, dağlar sermayeye peşkeş çekiliyor: “Süper izin” komisyondan geçti

Sermayenin önünü açmak için hazırlanan “Süper izin” yasası komisyondan geçti. Zeytinlikler, meralar, ormanlar ve yerel yönetimlerin yetkisi şirketlere ve iktidara devrediliyor.

Enerji, madencilik ve ulaşım yatırımlarını hızlandırma bahanesiyle doğa ve halkın yaşam alanlarını sermayeye açan torba yasa teklifi, kamuoyunda “Süper izin” olarak anılıyor. 26 saat süren görüşmelerin ardından teklif, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

Yasa; zeytinlikleri, meraları, ormanları ve tarım arazilerini şirketlerin yağmasına açıyor. İktidar, sermayeye “engel” olan tüm çevresel ve kamusal denetim mekanizmalarını ortadan kaldırarak, şirketlerin önünü açmakla kalmıyor; halkın doğrudan yaşam ve geçim kaynaklarını yok ediyor.

Zeytinlikleri “kamu yararı” adı altında madene açtılar

Yasanın en çok tepki çeken maddelerinden biri, zeytinlik alanlara ilişkin düzenleme oldu. Maden Kanunu’na eklenen geçici maddeyle, zeytinlik olarak kayıtlı ya da fiili olarak zeytin ağaçlarıyla kaplı arazilerde, “başka alanda faaliyet yürütülmesi mümkün değilse” ve “kamu yararı varsa” madencilik faaliyetine izin verilebilecek.

Zeytin ağaçlarının taşınabileceği söyleniyor. Ancak taşınamayan alanlar için, sadece “eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytin sahası kurmak” gibi göstermelik bir zorunluluk getirilmiş. Üstelik bu sahaların, yine maden sahası çevresine kurulması öneriliyor.

Yani yasa, fiilen zeytinliklerin yok edilmesine ve sermayeye teslim edilmesine yasal zemin sunuyor.

Mera yasası delindi: Hayvancılığa son darbe

Mera Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) ilan edilen yerlerde mera tahsis amacı değişikliği için artık ÇED raporu gerekmeyecek. Bu, özellikle hayvancılık yapılan kırsal bölgelerdeki köylüler için “ölüm fermanı” anlamına geliyor. Hayvancılık, merasız bırakılarak bitirilmek isteniyor.

“İzin verilmiş sayılır” dayatması: Halkı değil, şirketi koru

Maden sahalarında orman izni verme yetkisi Orman Genel Müdürlüğü’nden alınarak MAPEG’e (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) devrediliyor. Böylece maden ruhsatı veren aynı kurum, artık doğaya müdahale iznini de kendisi verecek.

Üstelik dört ay içinde izin verilmezse “izin verilmiş sayılır” kuralı getiriliyor. Halkın itirazı, kurumlar arası denetim, bilirkişi incelemesi tamamen devre dışı bırakılıyor.

Rüzgar ve güneş bahanesiyle orman ve biyolojik çeşitlilik tehdit altında

Yenilenebilir enerji yatırımlarına ilişkin izin ve ruhsat süreçleri sadeleştiriliyor bahanesiyle; kuş göç yolları dışındaki tüm alanlarda ornitolojik (kuş) gözlem zorunluluğu kaldırılıyor. Rüzgâr türbinlerinin doğrudan kuş ölümlerine neden olduğu bilinirken, bu düzenleme açıkça ekolojik yıkıma davetiye anlamına geliyor.

Yerel yönetimler devre dışı: İmar planlarını artık bakanlık yapacak

Yapılan düzenlemeyle birlikte, imar plan onayı, yapı ruhsatı ve kullanım izni yetkisi yerel yönetimlerden alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na devrediliyor. Böylece yerel halkın söz hakkı tamamen ortadan kaldırılıyor, merkezi yönetim eliyle sermayeye doğrudan hizmet eden bir imar diktatörlüğü kuruluyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu